Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) son verilerine göre Türkiye gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1’ini Ar-Ge harcamalarına ayırıyor.
OECD ülkelerinin ortalamasının yüzde 2,4 olduğunu göz önünde bulundurursak, Türkiye’nin Ar-Ge için ayırdığı bütçenin diğer üye ülkelerin gerisinde olduğu ortaya çıkıyor.
OECD’inin 2017 verilerine göre, Ar-Ge harcamalarında en fazla pay ayıran ülke yüzde 4,6 ile Güney Kore, onu yüzde 4,5 ile İsrail takip ediyor.
AB ülkelerinin payı yüzde 1,97, OECD ülkelerinin payı yüzde 2,37’de kalırken, İsviçre 3,37, İsveç 3,33 ve Japonya yüzde 3,21 pay ile Ar-Ge harcamalarında dünya sıralamasında üst sıralarda yer alıyor.
Bu ülkeler arasında en az pay ayıran ülke ise yüzde 0,4 ile Şili. Türkiye şu an ise Ar-Ge harcamalarına yüzde 1 veya daha az pay ayıran 7 OECD ülkesinden biri.
Türkiye, Ar-Ge harcamalarını artırsa da OECD ortalamanın altında
2000 yıllarının başında Türkiye’nin Ar-Ge harcamasının GSYH içindeki payı 0,47 iken, 2017 yılı itibariyle bu oran yüzde 1 seviyesine ulaştı. 17 yılda Türkiye bu alanda yüzde 113’lük bir artış kaydetse de halen OECD ülkelerinin yaklaşık yüzde 2,3’lük ortalamasının çok gerisinde.
Diğer ülkelerin bu alana ayırdıkları bütçe yıllara göre değişse de en büyük artışın Güney Kore’de olduğu görülüyor.
2000’li yılların başında Ar-Ge payı yüzde 2,2 iken 2017’de bu rakam yüzde 4,6 ya ulaştı. Aynı zaman dilimi için G.Kore’nin GSYH’si 562 milyar dolardan toplam 1,53 trilyon dolara çıktı.
Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) nedir?
Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinin, ülkenin genel anlamda ekonomik kalkınmasında, özelde ürettiği katma değerde ve küresel rekabette önemli bir yeri var.
OECD’nin tanımlamasına göre Ar-Ge, “Bilgi dağarcığını artırmak amacıyla sistematik olarak sürdürülen yenilikçi çalışma ve bu bilginin yeni uygulamalar oluşturmak için kullanılması” anlamına geliyor.
OECD tarafından hazırlanan bir kılavuza göre Ar-Ge, “temel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme” olmak üzere başlıca üç bölümden oluşuyor.
Temel Araştırma: Yeni bilgi edinmek için, uygulanabilir olup olmadığına bakılmaksızın yapılan deneysel ya da teorik çalışmalar.
Uygulamalı Araştırma: Yeni bilgi edinmek için, öncelikli ve özel olarak pratik bir amaç ya da hedefe yönelik olarak yapılan özgün araştırmalar.
Deneysel Geliştirme: Yeni süreç, sistem veya hizmet üretmek ya da halihazırda üretilmiş veya kurulmuş olanları büyük ölçüde geliştirmek amacıyla yeni materyal ve ürün üretmeye yönelik olarak araştırma veya pratik deneyimler sonucunda elde edilen bilgiler üzerinden yapılan sistemli araştırmalar.
Günümüzde tartışmaların merkezinde şu sorular yer alıyor: Üretim ve bilişim teknolojileri, özellikle gelişmiş ülkelerde hızla gelişirken, Türkiye bu sürece katılabilecek mi? Türkiye’nin bu sürece katılması için Ar-Ge harcamalarını ne kadar artırması gerekiyor, artırırsa bu ülkelerle rekabet etmek için yeterli olacak mı?
KAYNAK: EURONEWS TÜRKÇE – HÜSEYİN KOYUNCU