Araştırmaya göre 2018 yılında 13.41 trilyon dolarlık gayrisafi milli hasılaya (GSMH) sahip olan Çin, 634 milyar dolarlık e-ticaret pazar büyüklüğü ile dünyada lider konumda.
Amerika Birleşik Devletleri’nin GSMH’si 20,49 trilyon dolar ve B2C e-ticaret pazar büyüklüğü 504 milyar dolara ulaştı.
Araştırmada 2018 yılında Türkiye’nin GSMH’sinin 0,766 trilyon dolar, e-ticaret pazar büyüklüğünün ise 6,1 milyar dolar olarak gerçekleştiği vurgulandı.
Global olarak 2019 yılı itibarıyla yaklaşık olarak 3,5 trilyon ABD Dolarına erişeceği öngörülen pazarın ilk beş oyuncusu için şu öngörülerde bulunuldu: Çin (634 milyar ABD doları), Amerika (504 milyar ABD doları), Japonya (123 milyar ABD doları), Birleşik Krallık (103 milyar ABD doları) ve Almanya’dır (70 milyar ABD doları).
Türkiye’nin 15-24 yaş grubundaki genç nüfusu 12 milyon 983 bin 97 olduğu belirtilen araştırmada, bu oranla Avrupa’nın en genç nüfusunu oluşturan Türkiye’nin, sadece yerel anlamda değil küresel şirketler açısından da iyi bir potansiyele işaret ettiğine dikkat çekildi ve son dönemlerde gerçekleşen Alibaba, Amazon gibi küresel liderlerin yatırımlarının da bu potansiyeli doğruladığı belirtildi.
İnternet penetrasyonu sadece e-ticaret açısından değil aynı zamanda ülkelerin GSMH’lerinde yarattıkları büyüme nedeniyle de önem arz ettiği belirtilerek şu bilgiler verildi:
“Bu değerde yüzde 10 oranında bir artış, küresel GSYİH’de yüzde 1,8’lik oranda yükseliş sağlamaktadır. İnternet penetrasyonunun küresel oranlarına bakıldığında, 7,53 milyarlık16 dünya nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 51,2’sinin (yaklaşık olarak 3,9 milyar kişi) internet erişimine sahip olduğu gözlenmektedir. 2017 yılına oranla dünya nüfusunda internet erişimine sahip bireylerin oranı yüzde 48,6’dan yüzde 51,2’ye çıkmıştır. Coğrafi kırılımlar incelendiğinde ise en yüksek penetrasyonun yüzde 79,6 ile Avrupa’da olduğu görülmektedir, en düşük olduğu bölge ise bilgi ve iletişim teknolojileri gelişmişliği sıralamalarında yüzde 24,4 ile alt sırada yer alan Afrika’dır.”
Türkiye’nin bireysel internet penetrasyonu TÜİK tarafından yüzde 72,9 olarak açıklandığına dikkat çekilen araştırmada, BTK verilerine göre ise mobil geniş bant abone sayısı 2018 yılı sonu itibariyle 61,1 milyon olduğu kaydedildi.
Araştırmanın, eğildiği bir diğer başlık ise sosyal medya kanalları ve bunların e-ticarete etkisi. 2019 yılı sonuna kadar sosyal medya kullanıcı sayısının toplam internet kullanıcılarının yaklaşık olarak yüzde 75’ine erişeceği yani 2,77 milyar kullanıcıya ulaşacağı beklendiği belirtilerek, ülkelerle ilgili bilgilere yer verildi.
Buna göre nüfusun yaklaşık yüzde 77’sinin sosyal medya hesabı olan ABD ilk sırada. ABD’yi yüzde 71 ile Çin, yüzde 66 ile Birleşik Krallık ve ilk beşte yer almasa da yüzde 63 ile Türkiye takip ediyor. Sosyal medya kanallarının kullanım yoğunluğuna bakıldığında ise Türkiye’de kullanılan en aktif sosyal medya platformunun yüzde 92 ile Youtube. Youtube’u sırasıyla yüzde 84 ile Instagram ve yüzde 82 ile Facebook takip ediyor.
Araştırmada sosyal medya platformlarından özellikle Pinterest’in, e-ticarete diğer sosyal medya kanallarından daha farklı etki ettiği de belirtiliyor. Herhangi bir ürün satın alma amacı taşımadan Pinterest’e giren kullanıcıların yüzde 72’si Pinterest’ten ilham alıp satın almaya karar verdiğini söylüyor.
Pinterest kullanıcılarının büyük çoğunluğu Amerika’dan olsa da; Brezilya, Hindistan, Türkiye ve Polonya Pinterest kullanımının en yaygın olduğu ülkeler olarak tespit ediliyor.
E-ticaretin önemli bir ayağı olan lojistik hizmetleri de, araştırmanın özel olarak ilgilendiği bir başka başlık. Çünkü Uluslararası Yönetişim Yenilik Merkezi tarafından 2018 yılında 25 farklı ülkeden 25 bin 262 katılımcı ile gerçekleştirilen araştırmada; katılımcıların yüzde 17’si online alışveriş yapmamasının sebebi olarak lojistik hizmetlerdeki aksaklıklarını öne sürmüş.
Dünya Bankası tarafından 2018 yılında yayımlanan Lojistik Performans Endeksi’ne (LPI) bakıldığında altyapı ve ekonomik gelişmişlik düzeyinin önemli bir alt faktörü olarak lojistik performansının öne çıktığını belirten araştırmada, gelişmiş ülkelerin, hem e-ticaret oranları hem de lojistik performans gelişmişliği bakımından en yüksek hacme ve skorlara sahip olduğuna dikkat çekiliyor. Ve bu ülkeler 2018 verilerine göre Almanya, İsveç, Belçika, Avusturya ve Japonya olarak sıralanıyor.
Türkiye’nin ise LPI skoru ile 160 ülke içerisinde 47. Sırada olduğu belirtiliyor. Türkiye’de online e-ticaret alışverişin bölgesel yüzde 55,5 ile Marmara Bölgesi, yüzde 16,4 ile İç Anadolu Bölgesi ve yüzde 12,2 ile Ege Bölgesi’nde yapıldığı gerçeğinden hareketle, bu bölgelerdeki lojistik altyapısının güçlendirilmesi gerektiği savunuluyor.
Araştırmanın bir diğer yoğunlaştığı başlık ise, Netflix’in Pazar lideri olduğu video hizmetleri. Dijital video hizmetleri kullanıcı penetrasyonu 2019’da yüzde 24,1 olarak tahmin edildiği araştırmada, bu oranın 2023’te yüzde 25,5’e ulaşmasının beklendiği kaydediliyor. Gelişmiş ülkelerde yaşayan yetişkinlerin yüzde 50’sinin 2020 yılında en az dört adet online aboneliği olacağı öngörülen araştırmada şu veriler de paylaşılıyor:
“2015-2019 yılları arası ABD’de yetişkinler tarafından dijital videolar ile geçirilen ortalama zaman günlük 61 dakikadan 86 dakikaya çıkmış ve 2019’da yıllık yüzde 23 büyüme oranına ulaşmıştır. 2018 yılında Amerika’da 60,2 milyon abonesi bulunan ve yıllık yaklaşık 7,65 milyar ABD Doları abonelik geliri elde eden Netflix, pazar lideri olarak görülmektedir. Netflix’i takiben Hulu ve Amazon Prime Video, pazardaki diğer dijital video hizmet sağlayıcılarına göre önde gelmektedir.
ABD’de 2018 yılında video hizmetleri için toplam abonelik geliri yaklaşık 20 milyar ABD Doları olmuştur. Bunun yanında Apple, The Walt Disney Co., AT&T’s WarnerMedia ve NBC Universal gibi oyuncular da pazarda etki yaratabilecek yeterlilikte içerik ve uzmanlığa sahip olmaları nedeniyle içeriklerini Netflix, Amazon ve Hulu gibi oyunculara lisanslamak yerine, kendi SVOD hizmetlerini piyasaya sürmek üzere çalışmalar yapmaktadır.”
E-ticaretin bir başka ayağı da sınır ötesi ödemeler. 31 ülkeden 18 yaş üzeri yaklaşık 34 bin tüketici ile PayPal tarafından gerçekleştirilen 2018 Sınır Ötesi Tüketici Araştırması raporu verilerine göre, yerel pazarların yanında sınır ötesi alışveriş de yapan veya sadece sınır ötesi alışveriş yapan tüketici profili en fazla Orta Doğu’da yaşayanlar.
Orta Doğu’yu takiben sınır ötesi alışverişlerde önde gelen bölgelerin Afrika ve Avrupa olduğu belirtilen araştırmada; bu bölgelerde sınır ötesi ticaretin yaygın olmasındaki temel etkenlerin; gümrük düzenlemelerindeki esneklik, vergi mevzuatındaki kolaylıklar ve müşterilerin talep ettikleri ürünlere kendi bölgelerinde sınır ötesi satış fiyatlarına göre daha pahalıya erişmesi ya da ilgili ürüne hiç erişememesi olabileceği öngörüsünde bulunuluyor.
Araştırmaya göre; Avrupa kıtasında ise İrlanda’da bulunan tüketiciler yüzde 19 oranla sadece sınır ötesi pazarlardan, yüzde 65 oranla hem sınırötesi hem yerel pazardan alışveriş yapıyor. Avusturya, Belçika ve Rusya da önemli miktarda sınır ötesi alışveriş gerçekleştiren tüketicilerin olduğuna dikkat çekiliyor.
Türkiye’de online e-ticaret işlemleri, TL bazında bir önceki yıla göre yüzde 42 büyüme gösterdiği belirtilen araştırmada; online yasal bahis haricinde kalan ‘tatil ve seyahat, çok kanallı perakende, sadece online perakende’ alanlarında faaliyet yürüten site sayısının azaldığı vurgulanıyor, ancak bu azalmanın gelire negatif olarak yansımadığı da belirtiliyor:
“2017 yılında tüm kategoriler için 799 site ve 42,2 milyar TL gelir elde edilirken, bu rakamlar 2018 yılı için ise 728 site ve 59,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.”
Rakamsal olarak incelediğinde, Türkiye’de 2 bin 85 tüketicinin katılımıyla gerçekleştirilen bir çalışmaya göre tüketicilerin online dünyada en çok işlem yaptığı kategoriler; giyim, elektronik, yemek siparişi, seyahat/konaklama ve kitap şeklinde sıralanıyor. Son altı ay içinde alışveriş gerçekleştirilmiş satın alma alt kategorilerine bakıldığında elektronik kategorisinde birinci sırada yüzde 51,97 ile telefon aksesuarları.
İkinci sırada yüzde 50,28 ile telefonlar, üçüncü sırada yüzde 44,64 ile bilgisayar/tabletler; anne/bebek/oyuncak kategorisinde birinci sırada yüzde 53,27 ile bebek bezi, ikinci sırada yüzde 51,92 ile bebek giyim ürünleri, üçüncü sırada yüzde 46,50 ile ıslak mendiller; hızlı tüketim kategorisinde ise birinci sırada yüzde 74,1 ile deterjan ve temizlik, ikinci sırada yüzde 55,4 ile gıda ve şekerleme ürünleri geliyor.
Dünyada dijital platformlar tarafından yaratılan ekosistemlerin gücü her geçen gün arttığına dikta çeken araştırmada, dijital pazaryerlerini Türkiye’deki varlığına da işaret ediyor:
“Türkiye pazarında GittiGidiyor ile başlayan pazaryerlerinin varlığı, N11, Hepsiburada gibi büyük oyuncuların da bu modeli kullanması ile gelişim göstermiştir. 2018 yılında ise Alibaba tarafından yatırım alan ve iş modelini alışveriş kulübü yapısından pazaryeri modeline doğru dönüştüren Trendyol önemli bir oyuncu olarak öne çıkmıştır. Pazaryerleri son yıllarda Türkiye’de kullanıcılar tarafından tercih edilen e-ticaret platformları olarak öne çıkmış, sektörde baskın olan oyuncuların da bu alandaki yatırımları ile sektör büyüklüğünde önemli bir yer almışlardır.”
Araştırmadaki son veri ise kredi kartı sayıları. BKM tarafından yayımlanan 2018 yıl sonu değerlendirme raporuna göre, Türkiye’de kredi kartı sayısı 2016 yılından bu yana 8,1 milyon adet artmış, 2017 yılıyla kıyaslandığında ise toplam kart sayısı yüzde 6 oranında artış göstererek 66,3 milyon adede ulaşmış durumda.
Araştırmada, bireysel kart sahibi kullanıcıların sayısı ise 2015 yılından bu yana düzenli olarak artış gösterdiği ve son üç yılda 1 milyon kullanıcının üzerinde büyüme gösterdiği belirtilerek “2018 Ekim ayında yayımlanan verilere göre, Türkiye’deki kişi başına düşen kredi kartı sayısı 2,2 olarak hesaplanmaktadır” deniliyor.
Araştırmada hem kamuya hem de özel sektöre birtakım öneriler de yapılıyor:
“Lojistik şirketlerinin e-ticaret müşteri deneyiminde başarının önemli bir faktörü olduğuna dair farkındalığının arttırılması ve e-ticaret firmaları ile aralarındaki iş birliğinin arttırılması gerekmektedir. Kurumlar personel eğitimi ile sertifikasyon çalışmalarında bulunmalı, araştırma ve teknoloji faaliyetlerinde yatırım yapmaya devam etmelidir. Türkiye sahip olduğu geniş coğrafya sebebi ile dünya standartlarında lojistik köyler/merkezler oluşturmalıdır.
Mevzuat altyapısına ilişkin düzenleme çalışmaları kapsamında ise; gümrük süreçleri ve mevzuatları ile taşımacılık mevzuatlarında yapılması gereken çalışmalar bakımından önceliklendirilmelidir. Sınır ötesi gönderiler için lojistik alanında ulusal koordinasyon sağlanarak dış ticaret, lojistik ve diğer paydaşların birlikte hareket etmesi gerekmekte olup, STK ve kamu kurumları ile ortak çalışmalar yapılmalıdır.”
KAYNAK: © Ahval Türkçe / Dicle Eşiyok