Doğu Perinçek’in Aydınlık’taki yazısında aktardığına göre, İzmir Torbalı’daki Üretici Kurultayı’nda Bayındır Çiftçigediği Köyü Muhtarı Mustafa Çeker, “Haciz kağıdı dağıtmaktan başımızı kaşıyacak zaman bulamıyoruz. Köylümüz banka borçlarını ödeyemiyor, hapislere düşüyor. İçimiz yanıyor” diyor.
“Kimi muhtarlarımız da yolladıkları mesajlarda, haciz kağıdı dağıtacakları için kurultaya katılamadıklarını belirtiyorlardı” diyen Perinçek, “Yalnız çiftçilerimiz mi, borçluları saysak nüfus sayımı yapmış oluruz. Her boydan sanayici ve tüccar, esnaf, işçi, memur, herkes borçlu. Devlet de borçlu, özel girişimci de. Banka da borçlu, kredi kartlı da. Belediyeler derseniz, boğazına kadar borçlu. Borçlu millet olduk” ifadesini kullanıyor.
Artık herkesin alacaklıdan kaçar hâle geldiğini söyleyen Perinçek, “Alacaklı da kendi alacaklısından kaçıyor. Bu hale geldik” diyor ve ekliyor:
“Bir dönemin sonuna geldik. Yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Borcu borçla çevirme devri bitti. Torbalı da kürsüden inerken Muzaffer kardeşimin söylediği gibi, artık hiç kimse vatandaşı naylon poşet, bez torba muhabbetiyle oyalayamaz! Dış ödemeler açığını bez torba tıkayarak kapatamazsınız! İflasları bez torba dağıtarak önleyemezsiniz!”
Sözü yerel seçimlere getiren Perinçek, anketçilerin zamanının da geçtiğini savunarak, “Türkiye’nin önünde borç batağında boğulmak diye bir seçenek yok. Sıcak para komisyoncularının, faizcilerin, dolar ve borsa vurguncularının, rantçıların saltanatının sonuna geldik. Üretim Devrimi kapıda” görüşünü dile getiriyor. Perinçek, “Diyelim 31 Mart’ta olmadı. Türkiye çözümsüz kalmayacağına göre, üreticiler sandıktan çıkana kadar seçim yapılacak demektir” diye de ekliyor.