Aynı zamanda pahalı da yöntemler. Özellikle sigortası bulunmayan kanser hastalarının hem teşhis hem de tedavi süresince bir serveti gözden çıkarmaları gerekiyor. Bir servete sahip olmayanları ise zorlu bir mücadele ve ayakta kalma süreci bekliyor.
Evrensel Gazetesi’ne, kanser hastalarının yaşadığı sorunları yazan bir sağlık emekçisi, Türkiye’de önleyici sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle hastalık sonrası evrede tedaviye odaklanıldığını belirtiyor.
Tetkik sürecinin kimi zaman üç ay bulduğu Türkiye’de, kanser hastalığında zaman hayli önemli. Üç ayda kanser hücresi çok hızlı bir üreme gösterir ve organı kaplayarak çalışmaz hale getirebiliyor. En kötüsü de metastaz yapabiliyor. Eğer sosyal güvenceniz varsa tetkikleriniz bu süre içerisinde ücretsiz karşılanıyor. Parası olanlar bu süreyi bir haftaya kadar düşürebiliyor.
Ameliyat kararı çıkması durumunda da hekim ve yatak bulma sorunu ortaya çıkıyor. Çünkü ameliyat sırası bekleyen yüzlerce hasta var ve ameliyat şansı bulamayanlara genelde kemoterapi öneriliyor.
Ancak, kemoterapi üniteleri de ihtiyacı karşılamıyor. Sağlık emekçisi yazısını şöyle sürdürüyor:
“Kemoterapi ya da radyoterapinin süresi hastaya ve hastalığa göre değişiklik gösterir. Kaç kur veya kaç ay tedavi alacağınız, aslında sizin ve size bakım veren yakınlarınızın ne kadar çok psikolojik desteğe ihtiyacınızın olacağını gösterir. Yine bu konuda da hizmet alacağınız hastane sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmez. Çünkü tedavinin sadece ilaçlardan ibaret olduğu düşüncesi sağlık sisteminde hakimiyet göstermektedir.
Bir de almanız gereken ilaç Türkiye’de üretilmiyorsa kendi çaresizliğinizle baş etmek zorundasınız. İlacın Türkiye’de satışı serbest mi ya da Türkiye’ye giriş izni var mı gibi engellerle karşılaşabilirsiniz. Satış ülkesini bulmuş olsanız bile kim gidip alacak, uygun ortamlarda transferi sağlanabilecek mi sorularının da yanıtlanması gerekiyor.
Bir de ülkede üretimi ve satışı olduğu halde ilaç sektöründe satış hakkı yalnız bir firmadaysa, hükümetle fiyat anlaşmasına gideceği zaman ilacın değerini arttırmak için, firma ilacı piyasaya dağıtıyor ve kıtlığını yaşıyorsunuz. Böylece ilaca istediği fiyatı verebiliyor. Bir hastanın tedavisi süresince aldığı ilaçların bedelinin bir ev fiyatıyla eş durumda olduğunu söylersek, sağlık güvencesi olmayan kişilerin tedavi olmak için bir ev fiyatına ihtiyaçları var demektir.”