Diyarbakır’da hükümetin hasarlı binaları ‘acilen yıkma’ girişimini durduran mahkeme, mesai saati bittikten sonra çark etti. ‘Yukarıdan baskı’ geldiğinden kuşkulanılıyor.
Süreç şöyle gelişti:
Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli çifte depremin ardından Diyarbakır’da ‘acil yıkılacak’ binalar listesi oluşturdu.
Bunun üzerine Diyarbakır Barosu binaların ‘delil toplanmadan’ yıkılmasını engellemek için Diyarbakır 1’inci Sulh Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme de talebi uygun bulup yıkımı durdurdu. Kararda şöyle dendi: “Yapılardaki hasar sebebinin tespiti konusunda tüm hasarlı taşınmazlarda dört kişilik uzman bilirkişi kurulunca 24 Şubat 2023 tarihinden itibaren keşif yapılmasına karar verilmiştir.”
Keşif yapılması beklenirken, karar değişti
Diyarbakır Barosu mesai saati bittikten sonra UYAP sistemine baktığında aynı mahkemenin ‘yıkımı durdurma kararının sehven verdiği, bu konuda görevli ve yetkili olmadığı gerekçesiyle yıkımı durdurma kararından rücu edildiği’ yönünde bir karara hükmettiğini gördü.
Hukuki olarak yanlış bir karar yok

Diken’in konuştuğu avukatlar ilk kararda hukuki olarak maddi bir hata bulunmadığının altını çizdi. Acil durumlar için tespit dosyası sulh mahkemelerinde açılabiliyor. Hukukta buna ‘seçimlik hak’ deniyor.
İşin hukuki boyutunda bir hata yokken mesai saatinde alınan kararın mesai dışında alelacele değiştirilmesi ‘yukardan baskı’ gelmesine yoruldu.
Yıkım işleminin devamı delil tespiti riske sokuyor
Diyarbakır Barosu da açıklamasında şunları kaydetti: “Öncelikle delil tespitinin yapılabilmesi için yapıların yıkımının tedbiren tespitler bitinceye kadar durdurulması kararında görev ve yetki konusunda hukuki bir tereddüt bulunmamaktadır. Aksi durum yani yıkım işleminin devamı delil tespit talebini konusuz bırakacaktır.
Bizleri asıl kaygılandıran kararın hukuki değerlendirmesinden ziyade, kararın kamuoyunda ve basın yayın organlarında işlenmesinden sonra mahkemenin mesai saatleri dışında kararından rücu etmiş olmasıdır. Bu durumu, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından kaygı verici buluyor, kararı ve değerlendirmeyi kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.”
KAYNAK: DİKEN – AYŞEGÜL KASAP